Antakya’da Kahvaltı Antakya’da Nerede Yenir
Nerede, en iyi ne yesem gibi amaçsız cümlelerim, benimle birlikte gezinin başını çeken Hataylı arkadaşım sayesinde amacına kavuşmaya başladı ve kahvaltıda “simit” yiyerek yöresel lezzetlere adım attık. Buradaki simit, İstanbul’da karşımıza çıkanlardan değil. Daha büyük, çok az susamlı ve simidi alırken yanında verdikleri tuz-kimyon karışımına batırılarak yenen şahane bir şey.Buna ilave olarak bir de üzerine acı salça sürülmüş açma tarzında hamur işi görülmekte her yerde. Oldukça leziz. Biz bu simit-açma işini, güneşli havaya dahil olmak için Büyük Antakya Parkı’nda yaptık. Yoksa pek çok mekanda çeşit çeşit kahvaltı halleri mevcut. Parklı bir plan yapmak isterseniz, çarşıdan meşhur ezme peynir de almayı unutmayınız. Bu arada parkın içinde bulunan kafelerde Türk Kahvesi içmenizi şiddetle tavsiye ederim. Kahve, çay bardağında servis edilecek, şaşırmayınız! Alternatif kahvaltı planı olarak, bakla ve humus ikilisinin yapıldığı küçük dükkanlara mutlaka gidiniz. Kahvaltıda bu ikili olur mu diye düşünürseniz, onu yapmayın işte. Acayip güzel olmakta, tadından yenmemekte.
Sıradaki gelsin: Hatay Arkeoloji Müzesi Antakya’da Ne Yapılır
Sıradaki yemeğimize geçmeden önce Dünyanın ikinci büyük mozaik eserleri koleksiyonuna sahip Hatay Arkeoloji Müzesi’ne uğradık. Maalesef gittiğimiz sırada bir taşınma durumu söz konusu olduğu için müzenin sadece yüzde yirmisini görebildik. Olduğu kadarı bile çok etkileyici, iki – üç tur attıktan sonra Eros’a selam verip, sıradaki yemeklere kavuşmak için yollara düştük. Düştüğümüz yol iki alt sokaktı galiba, mekanlar birbirine o kadar yakın ki, yürüyerek her yere varmanın tadı damağımızda kaldı. Tadı damakta kalan diğer şeyler ise şöyle; sac oruğu, ıspanaklı börek, firik pilavı ve diğerleri. Tüm bu şahane yemekler için adresimiz Sultan Sofrası oldu. Size de tavsiye edilir.Bu yemek işini programlı yapmakta fayda var. Çeşit bitmiyor ama aynı şey mide için geçerli değil. Azar azar ilerlemek en mantıklısı. Listeye yemek konusunda eklenmesi gerekenlerden bir diğeri de dürüm. Köprü başı civarındaki ara sokaklarda karşınıza çıkan dürümcüleri es geçmeyin sakın! Tepsi ve kağıt kebabını da listeye ekleyiniz. Ah! Daha neler var neler!
Antakya’da Tatlı Faslı! Antakya Lezzetleri
Fasılların en güzeli ve en merakla bekleneniyle kavuşma anları pek heyecan verici geçti. Künefe için okkalı pek çok yer var ama özellikle Kapalıçarşı’daki küçük dükkanlarda mutlaka deneyin. Yapılışını da görmüş olursunuz. Antakya denildiğinde akla hemen künefe gelse de bu yörenin başka bir dünya meşhur tatlısı varmış. Mesela onlardan biri haytalı. Dondurma ve gül şurubu var içerisinde. Nefis! İşte bu haytalıyı yemek için tek adres olarak Affan Kahvesi’ni önereceğim. Yüksek tavanlara ve şahane bir bahçeye sahip bu kahveyi kuruluşundan yana Sahilli ailesi dört kuşakta işletmeye devam etmekteymiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder